Sonuç ne olursa olsun, bu işin oldukça anlamlı bir hikâyesi vardı.
Kütahya'da alışılmışın dışında bir beraberlik örneği sergileyen esnaflar, Kütahya halkının takdirini kazandı.
Şahit olduğum için söylemeden geçemeyeceğim; Kafe işletmecilerinin sorunlarını konuşmaya gitmek istedim. Serhat beye yönlendirdiler. Serhat Güner. Bayram efendi Osmanlı Kahvecisi' nin işletmecisi. Aynı zamanda kafe işletmecileri kendi aralarında sözcü seçmişler, Serhat beyi.
Tanışma fırsatımız oldu kendisiyle. Hatta Belediye Başkanı Alim Işık ile görüşmeye gittiklerinde bütün esnaf temsilcileri olarak, eşlik de ettim esnaflarımıza. Aslında basit bir mevzu gibi gelebilir sizlere ama orada gördüm ki, her biri Kütahya esnafın sesi olmak, sesini duyurabilmek için o kadar güzel bir beraberlik örneği sergilediler ki… Alışmadık, alışkın değiliz tabi böylesine. Seslerini duyuracak ya da yeterli duyuracak kimse olmadığını düşündükleri için kendi başlarının çaresine bakmışlar.
Hem söyler yazarım, beni bilirsiniz, konuşun! Vatandaşlık hakkınız. Haklarınızı koruyun. Birliktelik sağlayın, diye. Gördüğüm manzara çok umutlandırdı, mutlu etti. Sonu umduğumuz gibi olmasa da…
Gelelim tekrar, Serhat beye…
Tanıştık Serhat beyle. Laf lafı açtı. Erzincanlıymış. Yaş 35. Aklıma gelmiyor tabi, Kütahyalı bir esnafımızı bekliyorum, hatta yaş olarak bu kadar genç birini de beklemiyordum, temsilci olarak.
2015 yılında Kütahya'ya gelmiş. Bayram Efendi Osmanlı Kahvecisi' ni ve akabinde Çay ve Ötesi isimli kafeyi açmışlar. Üniversite yıllarında garson, şef garson olarak çalıştığını, sonralarında işletmecilik yaptığını anlattı. İşin içinde yoğrulmuş anlayacağız, işini anlatırken nasıl keyif alıyor, bilemezsiniz.
Kafelerle ilgili konuşmak istediğimde, hep Serhat beye yönlendirmişlerdi. 29 yaşında iki işletme açmış. Erzincanlı. Ama sanırsınız Kütahyalı, çevresi kalabalık, çok sevilen, sözüne güvenilen ve inanılmaz saygınlık kazanmış genç bir adam.
Kafe işletmecilerinin sorunlarını konuşurken, aslında işin başlangıcını da öğrendim kendisinden. Sigara denetimlerinden dolayı esnafın ortak bir sorunu oluşunca kolları sıvamış Serhat Bey. Tanışmak için gitmiş kafe işletmecilerine, sorunu konuşmaya. Neticesinde bir sosyal medya grubu kurmuş. Başlangıcında iki-üç kafe işletmecisinden oluşan grup, sonralarında genişlemeye başlamış. Tek tek gezmiş işletmecileri. Tanışmış. Bu grupta toplanmışlar.
Sonrasında 15-20 kişiye ulaşınca toplantı yapmak istemişler, gittiği her işletmeye toplantıya katılmalarını rica etmiş. Kimse gelmez, diyenler olmuş. Yine usanmamış, ısrarla davet etmiş ve bütün aktif işletme sahipleri katılmış toplantıya. Orada kararlar almışlar. Ortak sorunlarını çözmek amacıyla bir birliktelik kurmuşlar kadar işletmeciyi kararlılıkla bir araya getiren Serhat Bey. Ben işime bakarım, diğer işletmeciler beni ilgilendirmez, dememiş. Herkesin yararına olan, ortak sorunlara çözüm arayışına girilecek bir grupla hem dostluklara vesile olmuş, hem de birlikteliğe…
Sonra devam etmiş sorunları, bürokratlara gidilmesi gerekmiş, tekrar toplantı yapmışlar. Sözcü olarak Serhat beyi seçmişler. Ve böyle devam etmiş…
Konuştuk, bolca sohbet etme fırsatım oldu, basında izledim. Adam konuşuyor. Kasmıyor, çekinmiyor. Ik... Mık... Etmiyor. Anlatıyor tek tek sorunları üslubunu ve ustrubunu bozmadan. Tak tak… Üstelik kendi içinde konuşmuyor sadece kapalı kapılar ardında. Sadece kendi menfaatini korumuyor, Kütahya'nın menfaatini koruyor. Basının önünde konuşuyor, tüm esnafın derdini. Çok rastlamadığımız ama görmek istediğimiz hakkını savunma, koruma bu aslında…
Tüm kafe işletmecilerinin aralarında çok güzel bir bağ oluşmuş. Hasetlik, fitne fesatlık yok aralarında. Yardımlaşma var, paylaşma var, dayanışma var…
…
Son günlerde basında da sıkça gördüğümüz tüm esnaf temsilcilerimizin her birini sağladıkları bu örnek birliktelik için tebrik ediyor, şahsım ve Telgraf Gazetesi ekibi olarak teşekkür ediyorum.
Darısı mı? Hepimizin başına…