Allah Teala’yı sevmek; O’nu tanımak ve O’na ortak ve benzer (şerik) koşmadan ibadet etmektir. İnsan ancak çok iyi bilip tanıdığını sever. İşte bundan dolayıdır ki, Allah Teala’yı sevenler, ancak O’na inananlardır. Esasen tüm sevgilerin kaynağı; Allah Teala’nın sevgisidir. Bu önemli gerçeği Yunus Emre şöyle dile getirmektedir: “Yaratılanı sev/Yaratandan ötürü.” Müminler, Allah Teala’yı her şeyden çok severler, sevmeliler. Allah Teala bu konuda şöyle buyurur: “İnsanlardan bazıları, Allah’tan başka varlıkları O’na eşler koşarlar. Onları Allah’ı sevdikleri gibi severler. Müminler ise en çok Allah’ı severler. O zalimler, azabı gördükleri zaman, bütün kuvvetin Allah’a ait olduğunu ve O’nun azabının çok şiddetli olduğunu bir bilselerdi!” (el-Bakara, 2/165).
Allah ve Peygamber sevgisi bir arada ifade edilegelmiştir. Allah sevgisi her şeyin önündedir. İman sahibi olmanın işaretidir ve en belirgin alametidir Allah sevgisi. Peygamber Efendimiz (S.A.V.) bu konuda şöyle buyurmaktadır: “Üç haslet vardır ki, kimde bulunursa imanın (gerçek) tadını hisseder:
1-Allah ve Resülü’nün kendisine başka şeylerden daha sevgili olması,
2-Bir kimseyi yalnız Allah için sevmesi,
3-Allah kendisini küfürden kurtardıktan sonra, tekrar küfre dönmeyi, ateşe atılmaktan hoşlanmadığı gibi hoşlanmaması.” (Müslim, “İman”, 67).
Allah Teala’yı sevmenin işareti; emirlerine uymak ve yap dediklerini yapmak ve yapma dediklerini yapmamaktır. Yani asi olmadan karşı gelmeden, itaat etmektir. Aynı zamanda Allah Teala’yı sevmek; Peygamber Efendimiz (S.A.V.)’e itaat etmek demektir. Allah Teala, Peygamber Efendimiz (S.A.V.) ‘e hitaben şöyle buyurmaktadır: “De ki, eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah, çok bağışlayan ve çok merhamet edendir.” (Al-i İmran, 3/31)
Dinimize göre; Allah Teala vedud ve velidir. Aynı zamanda bu isimler Allah Teala’nın esma-ı hüsna’sındandır. Allah Teala, mümin kullarını sever ve onların dostudur ve de onların iyiliğini ister. Onların yar ve yardımcısıdır. Kulları da Allah Teala’yı sevmelidir. Çünkü Allah Teala, sevgiye layıktır. Allah Teala şu özellikteki insanları sever: Adil olanları sever (el-hucurat, 49/9), takva (kendisinden gerektiği şekilde sakınanları) sahiplerini sever (Al-i İmran, 3/79), ihsan sahibi, dürüst olanları sever (Al-i İmran, 3/148), tövbe edenleri sever(el-Bakara, 2/222), sabredenleri sever (Al-i İmran, 3/146) ve kendisine tevekkül edenleri sever (Al-i İmran, 3/159). İşte tüm bu özelliklerin sahibi olmalıdır mümin.
Peygamber Efendimiz (S.A.V.)’e de bilindiği gibi Allah’ın sevgilisi anlamında Habibullah denilmiştir. Mücadele şevki ve gayreti, Allah Teala’yı sevmekle gerçekleşir. Şunu da belirtmek gerekir ki, Allah sevgisini artıran, Allah korkusudur. Samimiyet Allah Teala’yı her yerde ve her zaman tefekkür ederek düşünmekle canlı tutulur ve gerçekleşir. Allah Teala’yı sevmek, O’nu görüyormuşçasına yaşamaktır. Biz O’nu görmüyorsak ta O, bizi görüyor. Bu gerçeği unutmamak önemlidir. Bir kişinin dünyada sahip olacağı en kıymetli hazine: Allah sevgisidir. Allah’ı çok zikretmek, O’na yakınlığımızı artırmaktadır. Tüm müminler Allah’ı seviyorlar. İşte bu önemli hazineye ve değere layık olmalılar. Sevginin merkezi kalptir. Onun için kalbimizde Allah sevgisi yer etmelidir. Allah Teala’nın sevgisi, rahmeti, bereketi ve mağfireti üzerimize olsun efendim.
BİR AYET-İ KERİME
“…Bilesiniz ki kalpler, ancak Allah’ın zikri (anmakla) ile huzur bulur.” (er-Rad, 13/28)
BİR HADİS-İ ŞERİF
“Çeşitli nimetleriyle size gıdanızı verdiği için Allah’ı seviniz. Allah sevgisi için beni seviniz. Beni sevdiğiniz için de ehl-i beytimi seviniz.” (Tirmizi, “Menakıb”, 31).
BİR DUA
Allah’ım! Sevdir bize sevdiklerini, yerdir bize yerdiklerini, bizlerden razı ve memnun ol, bizleri seni seven kullarından eyle ve Allah’ım! Bizlere sana ibadet etmek için güç ve kuvvet ihsan eyle ve sevdiğin kullarınla beraber olmayı bizlere ihsan eyle.
BİR FETVA
Allah’ı sevmek dinimizin emridir. Sevginin kaynağı, Allah Teala’dır. Allah Teala’yı sevmek, Allah Teala’ya bağlanmak ve itaat etmektir. Allah Teala’dan gelen her şeye razı olmaktır. Emirlerini yerine getirerek; yasakladıklarından uzak durmaktır.