Günahtan pişman olarak dönmek, bir daha işlememek üzere onu terk etmek ve içten gelerek uzaklaşmak anlamını ifade eden tövbede samimiyet önem arz etmektedir. Ümitsizliğe düşmeden Allah Teala’dan bağışlanma dilemek her Müslümanın yapacağı önemli davranışlardandır. Peygamberler dışında hiç kimse masum değildir, günahtan korunmuş değildir. Hatasız insan olmadığı gibi, insanın hatasından ve günahından dönmesi erdemdir ve fazilettir. Peygamber Efendimiz (S.A.V.)  konumuzla ilgili olarak şöyle buyurmaktadır: “Tüm Ademoğulları günahkardır. Günahkarların en hayırlısı ise tövbe edenlerdir.” (İbn Mace, “Zühd”,30). Ümitsizliğe düşmek, günahlara dalmak ve bu suretle günahları çoğaltmak; şeytanın vesvesesi ve aldatmacasıdır. Allah Teala, şöyle buyurur: “De ki: Ey kendilerine kötülük edip aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Doğrusu Allah, günahların hepsini bağışlar. Çünkü O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.” (Ez-Zümer, 39/53). Müslüman bir kimse büyük, küçük demeden günahlarına içtenlikle (tövbe-i nasuh) tövbe ederse affedilir.” Günahtan tam dönen ve tövbe eden, o günahı hiç işlememiş gibidir.” (İbn Mace, “Zühd”,30). Tövbe, esasen bir dua mahiyetindedir. Tövbede, bağışlanma ve affedilme beklentisi ve vicdanen rahatlama vardır. Eğer işlenen günahta kul hakları ihlalleri varsa, onlardan helallik istenmesi ve tazmin edilmesi gerekiyorsa da tazmin edilmesi gerekmektedir. Abdest alarak, kıbleye yönelerek niyet ederek iki rekat namaz kılınması, işlediği günahtan pişman olduğunu ve işlemeyeceğine dair Allah Teala’ya söz vermesi tövbenin önemli ilke ve kurallarındandır. Hiç vakit geçirilmeden hemen günahın arkasından tövbe edilmesi ayrıca önem arz etmektedir ve böylece her zaman ve her yerde günahı işleme huyundan uzaklaşarak kurtulmuş olunmaktadır. İşlenen günahlar ve yapılan hatalar, insanın ruhunu kirletmekte ve vicdanını köreltmekte ve saygın yaratılışına halel getirmektedir. Tövbe kapısı açıktır, yeter ki, tövbe edelim, Allah Teala tövbelerimizi kabul buyursun. Tövbenin kabul olması için üç şart gereklidir: 1-Günahı terk etmek. 2-Yaptığına pişman olmak. 3-Bir daha yapmamaya karar vermek. Bu şartlar gerçekleşmeden yapılan tövbe, tövbe olarak geçerlilik kazanmaz. İşte bu içki içmekte olan kimsenin “Ben içki içmeye tövbe ettim” demesine benzer. Allah Teala şöyle buyurmaktadır: “Ve (seferden) geri kalan üç kişinin (tövbelerini kabul etti). Yeryüzü genişliğine rağmen onlara dar gelmiş, vicdanları kendilerini sıktıkça sıkmıştı. Nihayet Allah’tan yine Allah’a sığınmaktan başka çare olmadığını anlamışlardı. Sonra (eski hallerine) dönmeleri için Allah onların tövbelerini kabul etti. Çünkü Allah tövbeyi çok kabul eden, pek esirgeyendir.” (Et-Tevbe, 9/118). Evet efendim bizi yoktan var eden ve varlığından haberdar Allah Teala, bizlere acıyarak merhamet etmektedir ve rahmeti de çok geniştir. Bizler ise, günahkarız ve bağışlanmaya muhtacız. İşlediğimiz günahta ısrar etmeden O’na yönelmeli ve bağışlanma istemeliyiz. Hem de çok öğüt verici olarak tanımlanan, sahibine günahı bırakmasını öğütleyen sadık ve samimi nasuh tövbeyle. Saygı değer okuyucularım! Hepinizi Allah’a emanet ediyorum. Selam ve dua ile.   BİR AYET-İ KERİME “Kim bir kötülük yapar, yahut nefsine zulmeder de sonra Allah’tan mağfiret dilerse, Allah’ı çok yarlığayıcı ve esirgeyici bulacaktır.” (En-Nisa, 4/110) BİR HADİS-İ ŞERİF “Allah, can boğaza gelmeden kulun tövbesini kabul eder.” (Tirmizi, “Deavat”,99). BİR DUA Allah’ım! İşlemiş olduğumuz büyük, küçük; bildiğimiz, bilmediğimiz her türlü günahımızı af ve mağfiret eyle, tövbe ve istiğfarlarımızı en yakın zamanda ve en güzel bir şekilde kabul buyur. BİR FETVA Tövbe ve istiğfarı çokça yapmalıyız. Allah Teala’dan sakınarak günah işlememeye çalışmalıyız ve haramlardan uzak durmalıyız.