İsa ÖZTÜRK
Köşe Yazarı
İsa ÖZTÜRK
 

Çocuklarımız...

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 23 Nisan 1920’de açılması şerefine Gazi Mustafa Kemal’in Türk çocuklarına bayram olarak armağan ettiği bu tarihi günün gurur ve sevincini tüm ulus olarak yaşıyoruz. Bu gurur ve sevincimizi 1979’dan itibaren de tüm dünya çocukları ile paylaşmaya başladık. Yurtta ve dünyada barış ilkesiyle yetişen çocukların sevgi ve kardeşlik duyguları ile her yıl bir araya geldiği başka bir bayram dünya üzerinde yok. Bu özel günde ben de sizlere “Zamane çocuklarından” ve ebeveynler olarak bizlerin sorumluluklarından bahsetmek istiyorum. Farklı bir zamanda yaşıyoruz. Her şeyin artık kolaylaştığı ve dijitalleştiği bir çağdayız. Çocuklarımız ve biz tamamen toplumdan kendimizi soyutlayarak yaşamımızı sürdürebiliyoruz. Karnımız mı aç? Giriyoruz akıllı telefonlardan uygulamaya geliyor pizzalar, hamburgerler..Susadık mı? Veriyoruz bir damacana su siparişi 10 dk. da evimizde..Kıyafet ya da ayakkabı mı lazım? Dükkan dükkan, AVM gezmeden tüm mağazalar ekranımızda.. Çocuğumuzu mutlu etme isteğimiz son derece iyi niyetli bir istek. Her istediklerini yerine getirerek kendimizi üzmek yerine kolayına kaçıyoruz belkide..İstekleri yerine getirilmeyen çocuk anında inatçı ve kavgaya hazır moda geçebiliyor. Çünkü biz ebeveynler onun beynini artık her istediklerinin hemen olması ya da alınması şeklinde programlıyoruz. Kısa vadede mutlu ediyoruz belki ama uzun vadede düşününce mutsuzluklarının tohumunu atmış oluyoruz. Hepimiz meşgulüz ve çocuklarımız bizleri meşgul etmesinler diye onlara “dijital araçlardan” meşgaleler sunuyoruz. Sokakta oynamak, komşu çocuğunun evine gidip onunla oynamak, anneyle babayla oynamak gibi kavramlar artık anlamını yitirmiş vaziyette. Hangi anne kızıyla evcilik, doktorculuk oynuyor? Hangi anne kızıyla pasta kek yapıyor? Hangi baba dört ayak at olup çocuğunu evin içinde dolaştırıyor? Çocuğuyla bahçede futbol oynuyor? Ne yazık ki teknoloji bu yazdıklarımın hepsinin yerini aldı. Tabi ki de kullanılan bu dijital araçlar çocuklarımıza sosyal beceri veremez ve sosyal becerisi olmayan çocukta başarılı olamaz. Çocuklarımız için bir eğlence dünyası yaratık. Eğlenmediklerini gördüğümüzde, sıkıldıklarını hissettiğimizde yeni eğlenceler dayatıp sorumluluklarımızı yerine getirdiğimizi düşünüyoruz. Bulaşık yıkarken “Gel beraber yıkayalım” demiyoruz, baba evde tamirat yaparken “Gel oğlum şu çiviyi de sen çak” demiyor. Ortak paydalarımız yok. Ortak payda olmayınca da farklı dünyalarımız oluyor maalesef. Dijital aletlerin içinde kendince bir dünyası olan çocuklar o dünyadan ayrıldığı anda reel sosyal hayata yabancı kalıyor. Farklı bir dünya olarak görüyor. Okula gidiyor arkadaşlarını görmüyor ya da uyum sağlayamıyor, derse giriyor dersi ve öğretmenini anlamıyor.. Sanal gerçeklikten çıktığı anda günlük yaşam sıkıcı gelmeye başlıyor. Aile üyeleri sıkıcı gelmeye başlıyor ve kendini kapatarak kendi odasında kendi dünyasında yaşıyor. Halbuki anne ve babanın duygusal varlığı çocuğa en gerekli besin maddesi gibidir. Ve maalesef gün geçtikçe bizler çocuklarımızı bu besin maddesinden daha çok mahrum bırakmaya başladık. Sebze yemiyor, erken yatmayı sevmiyor, spordan hoşlanmıyor, kitap okuyunca sıkılıyor diye kontrolü onlara bırakırsak başarılarının önünde en büyük engel biz oluruz. Başarılı olacaklarsa dengeli de beslenecek, dersine de çalışacak, erken de yatacak, kitap da okuyacak, spor da yapacak. Biz ebeveynlere düşen görev çocuklarımızın hayatını planlamak ve o planın bir parçası olmak olmalı. Yeme/içme, oyun, teknoloji ve uyku zamanlarını planlayacağız, Yapmayı sevmediği şeyleri küçük oyun ya da eğlencelerle sevdirmeye çalışacağız. Sevgimizle, ilgimizle hayatlarının tam merkezinde olacağız. Onları yere yatırın ve neredeyse bayıltana kadar gıdıklayın, yastık savaşı yapın, güreşin, havada döndürün, dizlerinize yatırıp saçlarını okşayın, tarayın, beraber pasta yapın kek yapın, saksıya bir şeyler dikin, evcil bir hayvan sahiplenip birlikte ilgilenin. Birlikte TV izleyin, izlerken mısır patlatıp yiyin, kitap okuyun, sinemaya gidin, formalarınızı giyip maça gidin ya da maç seyredin. Birlikte yemeğe çıkın, kırlara dağlara yürüyüşe çıkın, bisiklete binin.. Defalarca sımsıkı sarılın, sevdiğinizi söyleyin sık sık.. Onlara ilk önce sosyal hayatta yaşamanın kurallarını sonra da kazanmayı, kaybetmeyi, sevgiyi, saygıyı, yardımseverliği iyiliği, paylaşmayı, teşekkür etmeyi öğretin. Onlar için iyi olanı düşünün, onların istediklerini değil..Bunun için daha sonra size teşekkür edeceklerdir. Kendileri için iyi olanı yapmalarını sağlamak için yaratıcı olun ve ilgilenin onlarla. Çünkü çocuğa verilebilecek en güzel şey ZAMAN’ dır. Ve geçip giden zamanın telafisi yoktur. Sağlıkla ve sevgiyle kalın.. “Çocuklar geleceğimizin güvencesi, yaşama sevincimizdir. Bugünün çocuğunu, yarının büyüğü olarak yetiştirmek hepimizin insanlık görevidir.”               Mustafa Kemal Atatürk  

Çocuklarımız...

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 23 Nisan 1920’de açılması şerefine Gazi Mustafa Kemal’in Türk çocuklarına bayram olarak armağan ettiği bu tarihi günün gurur ve sevincini tüm ulus olarak yaşıyoruz. Bu gurur ve sevincimizi 1979’dan itibaren de tüm dünya çocukları ile paylaşmaya başladık. Yurtta ve dünyada barış ilkesiyle yetişen çocukların sevgi ve kardeşlik duyguları ile her yıl bir araya geldiği başka bir bayram dünya üzerinde yok.

Bu özel günde ben de sizlere “Zamane çocuklarından” ve ebeveynler olarak bizlerin sorumluluklarından bahsetmek istiyorum.

Farklı bir zamanda yaşıyoruz. Her şeyin artık kolaylaştığı ve dijitalleştiği bir çağdayız. Çocuklarımız ve biz tamamen toplumdan kendimizi soyutlayarak yaşamımızı sürdürebiliyoruz. Karnımız mı aç? Giriyoruz akıllı telefonlardan uygulamaya geliyor pizzalar, hamburgerler..Susadık mı? Veriyoruz bir damacana su siparişi 10 dk. da evimizde..Kıyafet ya da ayakkabı mı lazım? Dükkan dükkan, AVM gezmeden tüm mağazalar ekranımızda..

Çocuğumuzu mutlu etme isteğimiz son derece iyi niyetli bir istek. Her istediklerini yerine getirerek kendimizi üzmek yerine kolayına kaçıyoruz belkide..İstekleri yerine getirilmeyen çocuk anında inatçı ve kavgaya hazır moda geçebiliyor. Çünkü biz ebeveynler onun beynini artık her istediklerinin hemen olması ya da alınması şeklinde programlıyoruz. Kısa vadede mutlu ediyoruz belki ama uzun vadede düşününce mutsuzluklarının tohumunu atmış oluyoruz.

Hepimiz meşgulüz ve çocuklarımız bizleri meşgul etmesinler diye onlara “dijital araçlardan” meşgaleler sunuyoruz. Sokakta oynamak, komşu çocuğunun evine gidip onunla oynamak, anneyle babayla oynamak gibi kavramlar artık anlamını yitirmiş vaziyette. Hangi anne kızıyla evcilik, doktorculuk oynuyor? Hangi anne kızıyla pasta kek yapıyor? Hangi baba dört ayak at olup çocuğunu evin içinde dolaştırıyor? Çocuğuyla bahçede futbol oynuyor? Ne yazık ki teknoloji bu yazdıklarımın hepsinin yerini aldı. Tabi ki de kullanılan bu dijital araçlar çocuklarımıza sosyal beceri veremez ve sosyal becerisi olmayan çocukta başarılı olamaz.

Çocuklarımız için bir eğlence dünyası yaratık. Eğlenmediklerini gördüğümüzde, sıkıldıklarını hissettiğimizde yeni eğlenceler dayatıp sorumluluklarımızı yerine getirdiğimizi düşünüyoruz. Bulaşık yıkarken “Gel beraber yıkayalım” demiyoruz, baba evde tamirat yaparken “Gel oğlum şu çiviyi de sen çak” demiyor. Ortak paydalarımız yok. Ortak payda olmayınca da farklı dünyalarımız oluyor maalesef.

Dijital aletlerin içinde kendince bir dünyası olan çocuklar o dünyadan ayrıldığı anda reel sosyal hayata yabancı kalıyor. Farklı bir dünya olarak görüyor. Okula gidiyor arkadaşlarını görmüyor ya da uyum sağlayamıyor, derse giriyor dersi ve öğretmenini anlamıyor.. Sanal gerçeklikten çıktığı anda günlük yaşam sıkıcı gelmeye başlıyor. Aile üyeleri sıkıcı gelmeye başlıyor ve kendini kapatarak kendi odasında kendi dünyasında yaşıyor.

Halbuki anne ve babanın duygusal varlığı çocuğa en gerekli besin maddesi gibidir. Ve maalesef gün geçtikçe bizler çocuklarımızı bu besin maddesinden daha çok mahrum bırakmaya başladık.

Sebze yemiyor, erken yatmayı sevmiyor, spordan hoşlanmıyor, kitap okuyunca sıkılıyor diye kontrolü onlara bırakırsak başarılarının önünde en büyük engel biz oluruz. Başarılı olacaklarsa dengeli de beslenecek, dersine de çalışacak, erken de yatacak, kitap da okuyacak, spor da yapacak.

Biz ebeveynlere düşen görev çocuklarımızın hayatını planlamak ve o planın bir parçası olmak olmalı. Yeme/içme, oyun, teknoloji ve uyku zamanlarını planlayacağız, Yapmayı sevmediği şeyleri küçük oyun ya da eğlencelerle sevdirmeye çalışacağız. Sevgimizle, ilgimizle hayatlarının tam merkezinde olacağız.

Onları yere yatırın ve neredeyse bayıltana kadar gıdıklayın, yastık savaşı yapın, güreşin, havada döndürün, dizlerinize yatırıp saçlarını okşayın, tarayın, beraber pasta yapın kek yapın, saksıya bir şeyler dikin, evcil bir hayvan sahiplenip birlikte ilgilenin. Birlikte TV izleyin, izlerken mısır patlatıp yiyin, kitap okuyun, sinemaya gidin, formalarınızı giyip maça gidin ya da maç seyredin. Birlikte yemeğe çıkın, kırlara dağlara yürüyüşe çıkın, bisiklete binin..

Defalarca sımsıkı sarılın, sevdiğinizi söyleyin sık sık..

Onlara ilk önce sosyal hayatta yaşamanın kurallarını sonra da kazanmayı, kaybetmeyi, sevgiyi, saygıyı, yardımseverliği iyiliği, paylaşmayı, teşekkür etmeyi öğretin.

Onlar için iyi olanı düşünün, onların istediklerini değil..Bunun için daha sonra size teşekkür edeceklerdir. Kendileri için iyi olanı yapmalarını sağlamak için yaratıcı olun ve ilgilenin onlarla.

Çünkü çocuğa verilebilecek en güzel şey ZAMAN’ dır. Ve geçip giden zamanın telafisi yoktur.

Sağlıkla ve sevgiyle kalın..

“Çocuklar geleceğimizin güvencesi, yaşama sevincimizdir. Bugünün çocuğunu, yarının büyüğü olarak yetiştirmek hepimizin insanlık görevidir.”            

 

Mustafa Kemal Atatürk

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve telgrafgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Diğer Yazıları

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.