Mehmet GÜREL
Köşe Yazarı
Mehmet GÜREL
 

Pek yakında bu sinemada...

Geleceğimiz hakkında pek çok senaryo var. Pembe bir sahne tarif edenler bir tarafta, felaket tellallığı yapanlar diğer yanda. Yok, siyasetçilerden bahsetmiyorum. Bu hafta geleceğimize bir başka açıdan, gerçekten, fiziki yönden bakmak istedim..    Malum virüs, bize pek çok şeyi yaşattı ve öğretti. Yani hiç beklemediğimiz yerden vurdu. Büyük savaşlardan (Dünya Savaşları) beri, küresel olarak aynı anda böyle etkilenmemiştik.    Pandemi sayesinde, birlikte hedefe ulaşmak için bireysel sorumluluklarımızın ne kadar önemli olduğunu gördük. Mesela, “Maske, Mesafe ve Temizlik” (MMT) üçlemesini bireysel olarak uygulamazsak, toplum olarak bu meretten korunamayacağımızı kavradık, yasakların, kısıtlamaların ev hapislerinin devam edeceğinin, en kötüsü de kayıplarımızın artacağının, belki de hayatımızı yitireceğimizin farkına vardık (herhalde)...   “Herhalde” diyorum çünkü, kısıtlamaların devam etmesi aslında bireysel sorumluluklarının farkına varmayan, umursamayanların aramızda olduğunun göstergesidir.    Aşı, bu sorunun çaresi gibi görünse de aşılanma sürecinin uzun olması (yeterli aşının uzun sürede temin edilebileceği gerçeği) en azından bir- iki yıl daha (belki daha fazla) MMT üçlemesinin hayatımızda olacağını gösteriyor. Aksi takdirde aşılananlara ikinci, üçüncü, belki beşinci, onuncu dozlarının yapılması gerekecek. Kayıplarımız da çok çok artacak… Şimdi önümüzde Covid-19 gibi başka bir problem daha var. Hani “Amaan sende, suyun bittiğini, tarımın yok olduğunu, göllerin kuruduğunu, denizlerin yükseldiğini görene kadar ömrümüz biter” diye düşündüğümüz küresel iklim değişikliği var ya, bu sene virüs misali etkisini yumruk gibi çakacak galiba...   O kadar kurak bir kış geçirmekteyiz ki? Göller hakikaten kurudu, nehirler cılızlaştı, beyaz görmeye alıştığımız dağların zirveleri kapkara, hele hele bir de ömrümüzde görmediğimiz ocak ayı sıcaklığı var...   Bu anomali çok yakında ciddi sıkıntılar yaşayacağımızın göstergesidir. Senelerdir iklim bilimcilerinin bahsettiği felaketler, söyledikleri önlemleri almadığımız için pek yakında bu sinemada...   Bazı önlemler Resmî İrade tarafından gerekli kurumlarımızca alınmalıydı, bazıları da bireysel olarak bizlerin yapması gerekenlerdi.    Zararın neresinden dönersek kardır. Artık resmi iradeyi beklemeden bazı çözümler bulmalıyız. Hayatımız eskisi gibi olmayacak, olmamalı zaten...   Mesela en basitinden su kullanımımızı en aza düşürmeliyiz;   - Diş fırçalarken, tıraş olurken, sabunlanırken, yani suyun boşa aktığı anlarda, musluğumuzu kapatalım.   - Duşta sıcak su gelene kadar akan soğuk suyu bir kovada biriktirip, sonrasında tuvalette, klozette, bulaşıkta, çiçek sulamasında, araba yıkarken, vb. kullanalım.    - Su tasarrufu yapan ve çok da ekonomik olan musluk aparatlarını eviye bataryalarımıza, duş başlıklarımıza takalım.   - Çamaşırları ve bulaşıkları mutlaka makinelerimizde ve tam doldurarak yıkayalım.   - Elbiselerimizi tam kirlenmeden yıkamayalım. Bir kere giyilip, kirli sepetine atmadan, giyisilerimizi de koruyacak, daha uzun ömürlü olmasını sağlayacak olan, havalandırıp tekrar kullanabilmeyi, daha az yıkamayı düşünelim.    - Tuvalet yapmadan sifon çekmeyelim, tuvaleti çöp kovası gibi kullanmayalım. Mümkünse, küçük ve büyük tuvalet su akma miktarı ayarlı çift düğmeli rezervuar iç takımı kullanalım.   - Kaçak ve sızıntılara karşı tesisatınızı mutlaka kontrol edelim, problem varsa tamir ettirelim.   - Bahçe sulamalarımıza zamanlama cihazları ekleyip nemli veya kuru dönemlerde farklı sulanmasını sağlayalım. Bozuk fıskiyelerimizi, tesisatımızı tamir edelim. Bitkiye göre sulamayı öğrenelim. Bahçe yollarını, kaldırımları yıkamayalım.   - Arabalarımızı daha az yıkayalım ve mutlaka daha az su harcayan makineler kullanan oto yıkama firmalarında yıkatalım.   - Yapabiliyorsak, evimizin çatısından toplanan yağmur sularını bir depoda toplayıp, kullanım suyu olarak değerlendirelim.   - Aile üyelerinizi ve ev arkadaşlarınızı su tüketimiyle ilgili eğitelim.    Motor yağı, temizlik malzemeleri, flüoresanlı ampuller, piller, zirai ilaçlar ve gübreler de dahil zararlı maddeleri az kullanın. Doğru atık tasfiyesi sadece suyun korunmasıyla olmaz. Suyun güvenli ve kaliteli bir biçimde de korunması gerekir. Su kullanımının yanında, çevre duyarlılığı da çok önemlidir.    Kısaca, su kullanımında nelere dikkat etmemiz gerektiğini yazmaya çalıştım. Beyler bayanlar deniz bitti. Eğer bu önlemleri bireysel olarak almazsak ülkemiz adına çok yakında su sıkıntısı yaşayacağımızı, belki de karneyle su alacağımız günler geleceğini söyleyebilirim.    Ne olur dikkat edelim. Önlemlerimizi alalım, aldıralım. Toplumsal dirlik için bireysel sorumluluklarımızı yerine getirelim.     Ön gösterimini izleyeceğimiz filmin başımıza gelmemesi için, emanet aldığımız bu dünyayı, çocuklarımıza tam bırakalım...   Kalın sağlıcakla...

Pek yakında bu sinemada...

Geleceğimiz hakkında pek çok senaryo var. Pembe bir sahne tarif edenler bir tarafta, felaket tellallığı yapanlar diğer yanda. Yok, siyasetçilerden bahsetmiyorum. Bu hafta geleceğimize bir başka açıdan, gerçekten, fiziki yönden bakmak istedim.. 

 

Malum virüs, bize pek çok şeyi yaşattı ve öğretti. Yani hiç beklemediğimiz yerden vurdu. Büyük savaşlardan (Dünya Savaşları) beri, küresel olarak aynı anda böyle etkilenmemiştik. 

 

Pandemi sayesinde, birlikte hedefe ulaşmak için bireysel sorumluluklarımızın ne kadar önemli olduğunu gördük. Mesela, “Maske, Mesafe ve Temizlik” (MMT) üçlemesini bireysel olarak uygulamazsak, toplum olarak bu meretten korunamayacağımızı kavradık, yasakların, kısıtlamaların ev hapislerinin devam edeceğinin, en kötüsü de kayıplarımızın artacağının, belki de hayatımızı yitireceğimizin farkına vardık (herhalde)...

 

“Herhalde” diyorum çünkü, kısıtlamaların devam etmesi aslında bireysel sorumluluklarının farkına varmayan, umursamayanların aramızda olduğunun göstergesidir. 

 

Aşı, bu sorunun çaresi gibi görünse de aşılanma sürecinin uzun olması (yeterli aşının uzun sürede temin edilebileceği gerçeği) en azından bir- iki yıl daha (belki daha fazla) MMT üçlemesinin hayatımızda olacağını gösteriyor. Aksi takdirde aşılananlara ikinci, üçüncü, belki beşinci, onuncu dozlarının yapılması gerekecek. Kayıplarımız da çok çok artacak…


Şimdi önümüzde Covid-19 gibi başka bir problem daha var. Hani “Amaan sende, suyun bittiğini, tarımın yok olduğunu, göllerin kuruduğunu, denizlerin yükseldiğini görene kadar ömrümüz biter” diye düşündüğümüz küresel iklim değişikliği var ya, bu sene virüs misali etkisini yumruk gibi çakacak galiba...

 

O kadar kurak bir kış geçirmekteyiz ki? Göller hakikaten kurudu, nehirler cılızlaştı, beyaz görmeye alıştığımız dağların zirveleri kapkara, hele hele bir de ömrümüzde görmediğimiz ocak ayı sıcaklığı var...

 

Bu anomali çok yakında ciddi sıkıntılar yaşayacağımızın göstergesidir. Senelerdir iklim bilimcilerinin bahsettiği felaketler, söyledikleri önlemleri almadığımız için pek yakında bu sinemada...

 

Bazı önlemler Resmî İrade tarafından gerekli kurumlarımızca alınmalıydı, bazıları da bireysel olarak bizlerin yapması gerekenlerdi. 

 

Zararın neresinden dönersek kardır. Artık resmi iradeyi beklemeden bazı çözümler bulmalıyız. Hayatımız eskisi gibi olmayacak, olmamalı zaten...

 

Mesela en basitinden su kullanımımızı en aza düşürmeliyiz;
 

- Diş fırçalarken, tıraş olurken, sabunlanırken, yani suyun boşa aktığı anlarda, musluğumuzu kapatalım.

 

- Duşta sıcak su gelene kadar akan soğuk suyu bir kovada biriktirip, sonrasında tuvalette, klozette, bulaşıkta, çiçek sulamasında, araba yıkarken, vb. kullanalım. 

 

- Su tasarrufu yapan ve çok da ekonomik olan musluk aparatlarını eviye bataryalarımıza, duş başlıklarımıza takalım.

 

- Çamaşırları ve bulaşıkları mutlaka makinelerimizde ve tam doldurarak yıkayalım.

 

- Elbiselerimizi tam kirlenmeden yıkamayalım. Bir kere giyilip, kirli sepetine atmadan, giyisilerimizi de koruyacak, daha uzun ömürlü olmasını sağlayacak olan, havalandırıp tekrar kullanabilmeyi, daha az yıkamayı düşünelim. 

 

- Tuvalet yapmadan sifon çekmeyelim, tuvaleti çöp kovası gibi kullanmayalım. Mümkünse, küçük ve büyük tuvalet su akma miktarı ayarlı çift düğmeli rezervuar iç takımı kullanalım.

 

- Kaçak ve sızıntılara karşı tesisatınızı mutlaka kontrol edelim, problem varsa tamir ettirelim.

 

- Bahçe sulamalarımıza zamanlama cihazları ekleyip nemli veya kuru dönemlerde farklı sulanmasını sağlayalım. Bozuk fıskiyelerimizi, tesisatımızı tamir edelim. Bitkiye göre sulamayı öğrenelim. Bahçe yollarını, kaldırımları yıkamayalım.

 

- Arabalarımızı daha az yıkayalım ve mutlaka daha az su harcayan makineler kullanan oto yıkama firmalarında yıkatalım.

 

- Yapabiliyorsak, evimizin çatısından toplanan yağmur sularını bir depoda toplayıp, kullanım suyu olarak değerlendirelim.

 

- Aile üyelerinizi ve ev arkadaşlarınızı su tüketimiyle ilgili eğitelim. 

 

Motor yağı, temizlik malzemeleri, flüoresanlı ampuller, piller, zirai ilaçlar ve gübreler de dahil zararlı maddeleri az kullanın. Doğru atık tasfiyesi sadece suyun korunmasıyla olmaz. Suyun güvenli ve kaliteli bir biçimde de korunması gerekir. Su kullanımının yanında, çevre duyarlılığı da çok önemlidir. 

 

Kısaca, su kullanımında nelere dikkat etmemiz gerektiğini yazmaya çalıştım. Beyler bayanlar deniz bitti. Eğer bu önlemleri bireysel olarak almazsak ülkemiz adına çok yakında su sıkıntısı yaşayacağımızı, belki de karneyle su alacağımız günler geleceğini söyleyebilirim. 

 

Ne olur dikkat edelim. Önlemlerimizi alalım, aldıralım. Toplumsal dirlik için bireysel sorumluluklarımızı yerine getirelim.  

 

Ön gösterimini izleyeceğimiz filmin başımıza gelmemesi için, emanet aldığımız bu dünyayı, çocuklarımıza tam bırakalım...

 

Kalın sağlıcakla...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve telgrafgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.