Hür müyüz, Ulus muyuz, Niçin?
“Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk Ulusu denir.
……………………….
Bugünkü Türk Ulus’una bir resme bakar gibi bakalım ve şimdiye kadar edindiğimiz bilgilerin ışığında düşünelim! Bu resme baktığımızda neler görüyorsak, bize neleri hatırlatıyorsa onları birer birer belirtelim:
1-Türk Ulusu, halk idaresi olan cumhuriyetle yönetilen bir devlettir.
2-Türk Devleti laiktir, Herkes dinini seçmekte hürdür.
3-Türk Ulus’unun dili Türkçedir.
……………………… Türk Ulusu, geçirdiği sayısız zor durumdan, ahlakının, geleneklerinin, hatıralarının yani bugün kendi milliyetini oluşturan her şeyin, dili sayesinde korunabildiğini bilir. Türk dili, Türk Ulus’unun kalbidir, aklıdır.
4-Türk Ulusu Asya’nın batısında ve Avrupa’nın doğusunda olmak üzere kara ve deniz sınırlarıyla ayrılmış, dünyanın bildiği büyük bir yurtta yaşar. Onun adına Türk eli (Türk Yurdu) derler. Türk Yurdu çok daha büyüktü. Tarihe bakılırsa Türk’e yurtluk yapmamış bir kıta yoktur. Bütün dünyada Asya, Avrupa, Afrika hatta Amerika Türk atalarına yurt olmuştur. Bu gerçekler eski ve özellikle yeni tarihi belgelerden bilinmektedir. Fakat bugünkü Türk Ulusu, gümünüzde yaşadığı yurdundan memnundur. Çünkü Türk; derin ve şanlı geçmişini, büyük ve kudretli atalarının kutsal mirasını bu yurtta koruyup daha da zenginleştireceğinden emindir.
5-Türk Ulus’unun bireyleri arasında bazı farklılıklar olsa da genel anlamda birbirine benzerler. Bazı yaradılış farklılıklarını da doğal olarak görmek gereklidir. Çünkü, Mısır ve Irak çöllerinden başlayan tarihten önce, Sibirya steplerinden beri, Orta Asya, Rusya, Kafkaslar, Anadolu, dünkü ve bugünkü Yunanistan, Girit, Romalılardan önce Orta İtalya, özetle Akdeniz sahillerine kadar yayılmış ve yerleşmiş, değişik iklimlerin etkisinde kalmış, farklı ırklarla binlerce sene yaşamış ve kaynaşmış olan bu kadar eski ve büyük bir insan topluluğunun bugünkü çocuklarının hepsinin birbirlerine benzemesi mümkün müdür? Her yer ve zaman için, küçük bir ailenin çocuklarının bile birbirine benzemediği bir gerçektir.
……………………….
6-Bu son sözlerden anlaşıldığı gibi Türk Ulus’unu oluşturan insanların tarihleri birdir.
…………………………….
7-Bir eylemin ahlaki bir değer taşıması için, bireylerden daha yüce bir kaynaktan doğması gereklidir. Bu kaynak; toplumdur, ulustur! Doğrusu, ahlak kavramı, bireyden ayrı, onun üstünde, toplumsal ve ulusal olabilir.
…………………………
Mükemmel bir ulusta, milli ahlak kuralları, o ulusun fertleri tarafından adeta kendiliğinden, vicdanla, duygusal olarak uygulanır. En büyük milli duygu, milli heyecan, işte budur.
Ulus analarının, ulus babalarının, ulus hocalarının ve ulus büyüklerinin; evde, okulda, orduda, fabrikada, her yerde ve her işte ulus çocuklarına, ulusun her ferdine bıkmadan, devamlı verecekleri milli eğitimin amacı, işte bu yüksek milli duyguyu sağlamlaştırmak olmalıdır.
……………………………….
Bugünkü Türk Ulus’unun siyasi ve sosyal hayatı içinde kendilerine Kürtlük fikri, Çerkezlik fikri ve hatta Lazlık fikri veya Boşnaklık fikri aşılanmak istenmiş vatandaş ve ulusdaşlarımız vardır. Fakat geçmişin baskılı dönem ürünü bu yanlış adlandırmalar -birkaç düşman işbirlikçisi, gerici beyinsizden ibaret- hiçbir Ulus ferdi üzerinde üzüntüden başka bir etki yapmamıştır. Çünkü bu Ulus fertleri de bütün Türk toplumu gibi aynı ortak geçmişe, tarihe, ahlaka, hukuka sahiptirler.
Ayrı ve çoğunluğa sahip olduklarını iddia etmiş ve bu nedenle Türklerle birleşip bir ulus oluşturmamış olan Araplar -hem de dinlerini kabul ettiğimiz halde- acaba bugünkü esaretlerinden memnun mudurlar?
……………………………
-Zengin bir hatıra mirasına sahip olan;
-Beraber yaşamak konusunda samimiyetleri ortak olan;
-Ve sahip olunan mirasın korunmasında, birlikte hareket etmek düşüncesinde olan insanların birleşmesinden doğan topluma ulus adı verilir.
……………………………
Bu kural, bize hangi ulusun hür, hangilerinin hürriyetlerinden şu veya bu şekilde yoksun olduklarını, yani ulus adını taşımaya uygun olmadıklarını açıkça gösterir.
Şimdi kendi kendinize sorunuz.
1- Çinliler ulus mudur?
-Hayır! Niçin?
2-Afganlılar ulus mudur?
-Hayır! Niçin?
3-Hintliler, Trablusgarplılar, Tunuslular, Faslılar, Suriyeliler, başlarında kralları olan Iraklılar, Mısırlılar, Arnavutlar, bütün bu ümmeti Muhammet hür müdürler, ulus mudurlar?
-Hür değildirler, ulus değildirler, ümmettirler, esirdirler. Niçin?
4-Türkler hür müdürler, ulus mudurlar?
-Evet! Niçin?”
Diye yazmış, anlatmış M. Kemal Atatürk, 1930 yılında kendi el yazısı ile “Medeni Bilgiler” isimli kitabının “Ulus” bölümünde. (Dilini, şahsen günümüz Türkçesine çevirdiğim hali ile)
Buradan da Cumhuriyetimizin hangi temel taşları üzerine kurulduğunu anlıyoruz. Bu topraklarda bin yıllarca birlikte yaşamış, kaynamış tüm toplumlar adına bir devlet, bir Cumhuriyet olarak, hiç birisinin anısına, inancına, ırkına bakmaksızın, hep beraber, tek bedende, Ulus olarak. Tam bir hoşgörü içerisinde…
Hedef;
Bu topraklarda var olan geniş potansiyeli kavrayıp, sadece inançtan doğacak bütünlüğü aşarak,
Kabile anlayışını yok ederek,
Şekilcilikten uzak durarak,
Emperyalist olmayan bir Ulus Cumhuriyetidir…
Ülkü de budur, yol da bu.
Türkiye Cumhuriyeti…
O yürekle, o ülküyle, fikirle, o azimle, inançla, 98. yılında 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun.
Atamızın yazdığı Medeni Bilgiler kitabını okumanız dileklerimle, sağlıcakla kalın…