Mehmet GÜREL
Köşe Yazarı
Mehmet GÜREL
 

Ben bir Kemalist’im...

Evet ben Kemalist'im.  Ne sağcı ne solcu... Ne dinci ne elitist... Ne emperyalist ne komünist... Ne CHP'li ne AKP'li... Ne MHP'li ne İP'li ne de HDP'li… Şu anda Meclis'te bulunan veya bulunmayan hiçbir siyasi parti bana hitap etmiyor. Beni, tamamıyla temsil etmiyor... Kendimi en iyi tanımladığım, içinde mutlu hissettiğim, fikirlerimi bulduğum yer ise; KEMALİZM.  Yalnız ben Atatürkçü de değilim... Atatürk'e hayran olmak, O'nu anlamaya çalışmak, hak ettiği değeri vermek Atatürkçü olmayı gerektirmez… Atatürkçü olmak, kişiciliktir. Bir kişinin, insanın peşinde koşmaktır- ki Kemalizm'in özünden karşı olduğu bir kavramdır- Şekilcilik, imzacılık, resimcilik, o büyük ismin boş yere heba edilmesidir.  Oysa Kemalizm'e inanmak; bir ideolojinin, bir düşün sisteminin arkasından yürümektir. Mustafa Kemal Atatürk'ün adeta ilmek dokur gibi yıllarca fikirlerini kurduğu, bütün çevresiyle tartıştığı ve bu süreçte olgunlaştırdığı, üzerinde yaşadığımız toprakların ideolojisine inanmaktır. Bırakılan mirasa sahip çıkmak, kıymetini bilmek, gereğini yapmaktır. Geleceğe bu fikirleri aktarmak ve akılla geliştirmektir. Çağa, çağlara uymaktır... Yapılan her eylemi Kemalizm ile tartmaktır.  Peki nedir arkadaş bu Kemalizm, bu kadar yazdın derseniz, öyle, bir yazıda anlatmak zor. Ama eğer okumakta azimliyseniz, ben yazacağım. İsteyene anlatacağım. Sorana cevaplayacağım... ………………. Kemalizm 1…  “Kemalizm ilk kez 1919'da Beyoğlu'nda yayınlanan Le Bosphore gazetesinin başyazarı Michael Paillares tarafından kullanıldı. Türk aleyhtarı Fransız gazeteciydi.  İngiliz istihbaratı “Kemalistler” tanımını kullanıyordu.  Amerikan basını “Kemalist hareket” adını vermişti.  İstanbul hükümeti, Kuvvayı Milliye'yi Osmanlı'ya karşı ayaklanan Celali isyanına benzeterek, “Kemal'i” diyordu.  Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkışından itibaren Batılılar tarafından icat edilen “Kemalizm” sıfatı, Türk basınında ilk kez 1927'de Yakup Kadri Karaosmanoğlu tarafından Hakimiyeti Milliye gazetesinde kullanıldı. Yakup Kadri'ye göre Kemalizm, bir şahsa ait değildi. Cumhuriyetin parolasıydı, devrimciliğin adıydı.” Yılmaz Özdil, “Mustafa Kemal” adlı kitabında, Kemalizm'in kelime ve kavram olarak ilk kullanımlarını böyle yazmıştır. Evet devrimciliğin adı “Kemalizm” di. İleriye gitmeyi hedeflemişti. Kemalizm'in ne olduğunu anlatmadan önce ne olmadığını yazarak başlamak gerekli. Böylece bazı yanlış algıları düzeltmek, doğru bakış açısıyla ilerlemek mümkün olacaktır. Kemalizm'in, herhangi bir dine karşıtlığı veya yakınlığı, herhangi bir inanca düşmanlığı yoktur. Çünkü, Kemalizm bir yönetim biçimidir, birlikte yaşamak manzumesi değildir… Aslında tüm kavganın koptuğu yer de burasıdır. Kemalizm'i bazıları, bir yaşam biçimi, bir inanç veya inançsızlık gibi göstermeye çalışırlarken, bazıları da bir kişinin kimliğiyle bütünleşmiş, O'ndan ayrılmaz bir bütün olarak, kişinin tüm özel hallerini, fotoğraflarını, imzasını, sözlerini şekilsel olarak her yere ve zamana koymak arzusunda olmuşlardır. Oysa Kemalizm, inançlarla uğraşmaz, çünkü dini inanca rakip değildir. Sadece din tüccarlığına göz yummaz ve düşmanıdır. Bilimin ve düşüncenin önünü kapatanlara taviz vermez. Her dini inancı kendi ritüellerinde kabul edip, birinin diğerine üstünlüğünü kabul etmez. Aksine inançların okunmasını ve anlaşılması için her olanağı sağlar. İnançlar arasında üstünlük yarışından ziyade, bilgide, gelişmede, ileri gitmede yarışmayı, yarışacak ortamlar oluşturmayı ilk şart sayar. Bilir ki, inanç savaşları, din tüccarlarının işine yarar, onları güçlendirir. Toplumun cahil kalmasına, körelmesine neden olur. Gelişim ve ileri gidişin, toplumun dini inancına değil yönetim şekline bağlı olduğunu bilir.  Kemalizm, değişmez doğrular metni değildir. Aksine Kemalizm, bilime ve gelişmeye açık, her konuda yenilenmenin gerek şart olduğunu savunur. Değişimi bünyesinde bulunduran bir kavramdır. Değişmeyen tek şey değişimdir, ilkesini benimser. Kemalizm, Türkçülük değildir. Şovenist bir Türk övgüsü, hiç değildir. Bazı işaretlere, simgelere sığamaz. Ancak, Türk tarihini iyi değerlendirip, hak ettiği değeri ona kazandırmak için çalışır ve onu korur. Aynı topraklarda uzun süredir birlikte yaşayan toplulukların bir araya gelişlerini ulusal bütünlükte görür. İnanç farklılıklarını bu şekilde geride bırakıp, dinden beslenen ayrılıklar ve düşmanlıklar yerine, tek vücut olmayı ulus devlette görür.  Ulus olabilmek, bir isim ise bu da yüzyıllardır aynı topraklarda, aynı kimlikle yaşamış bireylere, ancak bu kimlikleriyle birlik olabileceklerini söylemektedir. Bu kimlik ise, Türklüktür, Türkiyeliliktir… Kemalizm, komün yaşamı öven, her bireyin aynı şartlarda yaşamasını savunan bir ideoloji değildir. Yurttaşların eşitliği konusunda tavizsizdir, ancak aynı şartlarda yaşaması gerektiğini de söylemez. Her bireyin kabiliyetleri çerçevesinde, topluma ayrı katkılarının olacağını savunur. Görevlerin farklı olacağını ancak, yurdunu en çok sevenin, görevini en iyi yapan olduğunu söyler. Kemalizm, devletin her işe hakimiyetini yanlış bulur. Özel kurumların varlığını hatta gerekliliğini savunur. Bu konunun zamana ve dönem gereklerine bağlı olduğunu söyler. Bireylerin kendi ad ve namlarına girişimlerde bulunmalarını destekler. Devletin kendi yurttaşına rakip olmaması gerektiğini savunur. Kemalizm, her türlü faaliyetin özel kuruluşlar tarafından yapılmasına da karşıdır. Ülkenin ve toplumun ortak çıkarlarını korumayı, hükümetin temel görevi sayar. Halk iradesinin göstergesi olan hükümetin, ortak çıkarlar adına, yatırım ve girişimlerde bulunabileceğini, zaman içinde, tekelleşmeyi önlemek üzere her türlü üretimi yapabileceğini ve hizmeti verebileceğini anlatır. Bıçak sırtı olan bu son iki maddenin arasındaki dengenin kurulmasını hükümete, denetimini ise meclise yani halka verir… Bakın, ne olmadığını yazmayı bile bitiremedik. Devamı sonraya… Şu, anayasa çalışmaları da uzaktan izlediklerim arasında.  Sağlıcakla kalın.  

Ben bir Kemalist’im...

Evet ben Kemalist'im. 

Ne sağcı ne solcu...

Ne dinci ne elitist...

Ne emperyalist ne komünist...

Ne CHP'li ne AKP'li...

Ne MHP'li ne İP'li ne de HDP'li…

Şu anda Meclis'te bulunan veya bulunmayan hiçbir siyasi parti bana hitap etmiyor. Beni, tamamıyla temsil etmiyor...

Kendimi en iyi tanımladığım, içinde mutlu hissettiğim, fikirlerimi bulduğum yer ise; KEMALİZM. 

Yalnız ben Atatürkçü de değilim...

Atatürk'e hayran olmak, O'nu anlamaya çalışmak, hak ettiği değeri vermek Atatürkçü olmayı gerektirmez…

Atatürkçü olmak, kişiciliktir. Bir kişinin, insanın peşinde koşmaktır- ki Kemalizm'in özünden karşı olduğu bir kavramdır- Şekilcilik, imzacılık, resimcilik, o büyük ismin boş yere heba edilmesidir. 

Oysa Kemalizm'e inanmak; bir ideolojinin, bir düşün sisteminin arkasından yürümektir. Mustafa Kemal Atatürk'ün adeta ilmek dokur gibi yıllarca fikirlerini kurduğu, bütün çevresiyle tartıştığı ve bu süreçte olgunlaştırdığı, üzerinde yaşadığımız toprakların ideolojisine inanmaktır. Bırakılan mirasa sahip çıkmak, kıymetini bilmek, gereğini yapmaktır. Geleceğe bu fikirleri aktarmak ve akılla geliştirmektir. Çağa, çağlara uymaktır...
Yapılan her eylemi Kemalizm ile tartmaktır. 

Peki nedir arkadaş bu Kemalizm, bu kadar yazdın derseniz, öyle, bir yazıda anlatmak zor. Ama eğer okumakta azimliyseniz, ben yazacağım. İsteyene anlatacağım. Sorana cevaplayacağım...

……………….

Kemalizm 1… 

“Kemalizm ilk kez 1919'da Beyoğlu'nda yayınlanan Le Bosphore gazetesinin başyazarı Michael Paillares tarafından kullanıldı. Türk aleyhtarı Fransız gazeteciydi. 

İngiliz istihbaratı “Kemalistler” tanımını kullanıyordu. 

Amerikan basını “Kemalist hareket” adını vermişti. 

İstanbul hükümeti, Kuvvayı Milliye'yi Osmanlı'ya karşı ayaklanan Celali isyanına benzeterek, “Kemal'i” diyordu. 

Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkışından itibaren Batılılar tarafından icat edilen “Kemalizm” sıfatı, Türk basınında ilk kez 1927'de Yakup Kadri Karaosmanoğlu tarafından Hakimiyeti Milliye gazetesinde kullanıldı. Yakup Kadri'ye göre Kemalizm, bir şahsa ait değildi. Cumhuriyetin parolasıydı, devrimciliğin adıydı.”

Yılmaz Özdil, “Mustafa Kemal” adlı kitabında, Kemalizm'in kelime ve kavram olarak ilk kullanımlarını böyle yazmıştır.

Evet devrimciliğin adı “Kemalizm” di. İleriye gitmeyi hedeflemişti.

Kemalizm'in ne olduğunu anlatmadan önce ne olmadığını yazarak başlamak gerekli. Böylece bazı yanlış algıları düzeltmek, doğru bakış açısıyla ilerlemek mümkün olacaktır.

Kemalizm'in, herhangi bir dine karşıtlığı veya yakınlığı, herhangi bir inanca düşmanlığı yoktur. Çünkü, Kemalizm bir yönetim biçimidir, birlikte yaşamak manzumesi değildir… Aslında tüm kavganın koptuğu yer de burasıdır. Kemalizm'i bazıları, bir yaşam biçimi, bir inanç veya inançsızlık gibi göstermeye çalışırlarken, bazıları da bir kişinin kimliğiyle bütünleşmiş, O'ndan ayrılmaz bir bütün olarak, kişinin tüm özel hallerini, fotoğraflarını, imzasını, sözlerini şekilsel olarak her yere ve zamana koymak arzusunda olmuşlardır. Oysa Kemalizm, inançlarla uğraşmaz, çünkü dini inanca rakip değildir. Sadece din tüccarlığına göz yummaz ve düşmanıdır. Bilimin ve düşüncenin önünü kapatanlara taviz vermez. Her dini inancı kendi ritüellerinde kabul edip, birinin diğerine üstünlüğünü kabul etmez. Aksine inançların okunmasını ve anlaşılması için her olanağı sağlar. İnançlar arasında üstünlük yarışından ziyade, bilgide, gelişmede, ileri gitmede yarışmayı, yarışacak ortamlar oluşturmayı ilk şart sayar. Bilir ki, inanç savaşları, din tüccarlarının işine yarar, onları güçlendirir. Toplumun cahil kalmasına, körelmesine neden olur. Gelişim ve ileri gidişin, toplumun dini inancına değil yönetim şekline bağlı olduğunu bilir. 

Kemalizm, değişmez doğrular metni değildir. Aksine Kemalizm, bilime ve gelişmeye açık, her konuda yenilenmenin gerek şart olduğunu savunur. Değişimi bünyesinde bulunduran bir kavramdır. Değişmeyen tek şey değişimdir, ilkesini benimser.

Kemalizm, Türkçülük değildir. Şovenist bir Türk övgüsü, hiç değildir. Bazı işaretlere, simgelere sığamaz. Ancak, Türk tarihini iyi değerlendirip, hak ettiği değeri ona kazandırmak için çalışır ve onu korur. Aynı topraklarda uzun süredir birlikte yaşayan toplulukların bir araya gelişlerini ulusal bütünlükte görür. İnanç farklılıklarını bu şekilde geride bırakıp, dinden beslenen ayrılıklar ve düşmanlıklar yerine, tek vücut olmayı ulus devlette görür.  Ulus olabilmek, bir isim ise bu da yüzyıllardır aynı topraklarda, aynı kimlikle yaşamış bireylere, ancak bu kimlikleriyle birlik olabileceklerini söylemektedir. Bu kimlik ise, Türklüktür, Türkiyeliliktir…

Kemalizm, komün yaşamı öven, her bireyin aynı şartlarda yaşamasını savunan bir ideoloji değildir. Yurttaşların eşitliği konusunda tavizsizdir, ancak aynı şartlarda yaşaması gerektiğini de söylemez. Her bireyin kabiliyetleri çerçevesinde, topluma ayrı katkılarının olacağını savunur. Görevlerin farklı olacağını ancak, yurdunu en çok sevenin, görevini en iyi yapan olduğunu söyler.

Kemalizm, devletin her işe hakimiyetini yanlış bulur. Özel kurumların varlığını hatta gerekliliğini savunur. Bu konunun zamana ve dönem gereklerine bağlı olduğunu söyler. Bireylerin kendi ad ve namlarına girişimlerde bulunmalarını destekler. Devletin kendi yurttaşına rakip olmaması gerektiğini savunur.

Kemalizm, her türlü faaliyetin özel kuruluşlar tarafından yapılmasına da karşıdır. Ülkenin ve toplumun ortak çıkarlarını korumayı, hükümetin temel görevi sayar. Halk iradesinin göstergesi olan hükümetin, ortak çıkarlar adına, yatırım ve girişimlerde bulunabileceğini, zaman içinde, tekelleşmeyi önlemek üzere her türlü üretimi yapabileceğini ve hizmeti verebileceğini anlatır. Bıçak sırtı olan bu son iki maddenin arasındaki dengenin kurulmasını hükümete, denetimini ise meclise yani halka verir…


Bakın, ne olmadığını yazmayı bile bitiremedik. Devamı sonraya…

Şu, anayasa çalışmaları da uzaktan izlediklerim arasında. 

Sağlıcakla kalın.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve telgrafgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.