İlker BÜKNİ
Köşe Yazarı
İlker BÜKNİ
 

Bir Ömür: “Ya İstiklal Ya Ölüm”

Hayatını içinden yetiştiği büyük Türk milletine adayan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ebediyete intikal edişinin üzerinden tam 82 yıl geçmiş bulunuyor. Varlığı ve tarihi sona ermiş kabul edilen büyük milletimizi, ömrü tamamlanmış bir imparatorluğun enkazı altından çekip çıkararak, hürriyetine kavuşturan bu büyük devlet adamını minnet ve şükran duygularımızla bir kez daha milletçe yad ediyoruz.   Yaktığı bağımsızlık meşalesinin altına milletimizi toplayarak; işgale, esarete ve teslimiyete başkaldıran Gazi Mustafa Kemal'e çok şey borçlu olduğumuz hepinizin malumudur. Yıllarca süren savaşlardan ve her tarafı saran yoksulluktan dolayı yorulmuş, yıpranmış ve hırpalanmış Türk milletine, sahip olduğu kudreti ve haşmeti hatırlatıp ayağa kaldıran şüphesiz ki Atatürk'ün liderliği olmuştur.    Aziz Atatürk; pes etmeyen bir ruha, taviz vermeyen bir mizaca, inandıklarını söylemekten korkmayan bir vicdana, vatan ve milleti için her şeyi feda edecek bir şuura sahiptir. 57 yıllık kısa ömrüne adeta koskoca bir tarih sığdırmıştır. Cepheden cepheye koşmuş, gönülden gönüle akmış, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuna liderlik yaparak milletimizin kalbinde taht kurmuştur. Samsun'dan attığı ilk adımla başlayan milli bekaya sahip çıkma kararlılığı, yaklaşık 150 yıldır geri çekilen milletimizi Sakarya kıyısında tutundurmuş ve Büyük Taarruzla sonuçlanacak kutlu zaferimize zemin hazırlamıştır. Türk'ün iman örsünde dövülmüş inancıyla düşmanı vatanımızdan sürüp çıkarılması tabiidir ki, üzerimizde hesapları olanları beklemedikleri bir mağlubiyetle tanıştırmıştır.   Atatürk; cesareti, fedakârlığı ve ileri görüşlülüğü şahsında milletiyle tek vücut olarak kurtuluş mücadelesini ne mutlu ki Cumhuriyetle taçlandırmıştır. Türk milletinin şeref ve haysiyetini her şeyin üstünde tutmuş ve korumak için yokluklara ve nice imkânsızlıklara asla boyun eğmemiştir. Bir tarafta dış düşmanlara karşı olağanüstü bir direniş gösterirken, diğer tarafta içerideki ihanet çeteleriyle, iflas etmiş ve işgalcilerle iş birliği yapmış olan çevrelerle uğraşmış; ama asla inandığı yoldan dönmemiştir.   Türk milletine, geçmişindeki zaferlerini tekrarlayabileceğini bıkmadan, usanmadan anlatmış ve 'Ya İstiklal Ya Ölüm' diyerek tarihe geçen bir irade göstermiştir. Derin kavrayışı, geniş kültür ve köklü tarih şuuru kapsamında, milletimizin ihtiyaç ve beklentilerini milli mücadele kahramanlarıyla birlikte tespit etmiş ve bunların gereklerini yerine getirmek için hayatının sonuna kadar çaba sarf etmiştir. Türk milletinin hak ettiği muasır medeniyet seviyesi onun için ulaşılabilecek bir amaçtı. Gelişmemiz, kalkınmamız ve Türk kimliğiyle ilerlememiz onun beklentisiydi ve vasiyetiydi.Türk olmanın gururunu ve gereklerini her daim taşınmasını öğütlemişti ve bunu da “Ne Mutlu Türk'üm” diyerek özetlemişti. Tarihten ders alan ve bunu da bir an olsun aklında çıkarmayan yine kendisiydi.   Kazanma iradesine sahip ve bağımsızlığına düşkün olan bir milletin ayağa kalkınca hangi mucizeleri gerçekleştirebileceğini en iyi o gösterdi. Milletimize inandı ve güvendi. Ve Türk milletinin kendi geleceği hakkındaki tek söz ve yetkinin yine kendisinde olmasını Cumhuriyetle birlikte sağladı.   Atatürk'ü; inançlarının derinliği, heveslerinin yüksekliği, ufkunun genişliği, Türk milletine duyduğu engin sevgisiyle anlamak, bu şekilde hakkını teslim etmek lazımdır. Elbette her fani gibi devletimizin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanımız Atatürk de 82 yıl evvel hayata gözlerini yummuştur. Fakat geride bıraktığı hatıralar, emanet ettiği büyük miras, üzerinde titrediği bağımsız yaşama azmi ilk günkü kadar taze ve heyecan vericidir. Atatürk, Türk milletinin bağrından çıkmış nice abide şahsiyetlerden birisidir. Türk'tür. Türk'ün atasıdır!   İftihar ettiğimiz ve her şart altında sahip çıkacağımız bu kutsal emanetle ne kadar övünsek azdır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün aramızdan ayrılışının yıldönümünde aziz hatırasını hürmetle anıyor; kendisine, kurucu kahramanlara ve muhterem şehitlerimize Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum...

Bir Ömür: “Ya İstiklal Ya Ölüm”

Hayatını içinden yetiştiği büyük Türk milletine adayan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ebediyete intikal edişinin üzerinden tam 82 yıl geçmiş bulunuyor. Varlığı ve tarihi sona ermiş kabul edilen büyük milletimizi, ömrü tamamlanmış bir imparatorluğun enkazı altından çekip çıkararak, hürriyetine kavuşturan bu büyük devlet adamını minnet ve şükran duygularımızla bir kez daha milletçe yad ediyoruz.

 

Yaktığı bağımsızlık meşalesinin altına milletimizi toplayarak; işgale, esarete ve teslimiyete başkaldıran Gazi Mustafa Kemal'e çok şey borçlu olduğumuz hepinizin malumudur. Yıllarca süren savaşlardan ve her tarafı saran yoksulluktan dolayı yorulmuş, yıpranmış ve hırpalanmış Türk milletine, sahip olduğu kudreti ve haşmeti hatırlatıp ayağa kaldıran şüphesiz ki Atatürk'ün liderliği olmuştur. 

 

Aziz Atatürk; pes etmeyen bir ruha, taviz vermeyen bir mizaca, inandıklarını söylemekten korkmayan bir vicdana, vatan ve milleti için her şeyi feda edecek bir şuura sahiptir. 57 yıllık kısa ömrüne adeta koskoca bir tarih sığdırmıştır. Cepheden cepheye koşmuş, gönülden gönüle akmış, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuna liderlik yaparak milletimizin kalbinde taht kurmuştur. Samsun'dan attığı ilk adımla başlayan milli bekaya sahip çıkma kararlılığı, yaklaşık 150 yıldır geri çekilen milletimizi Sakarya kıyısında tutundurmuş ve Büyük Taarruzla sonuçlanacak kutlu zaferimize zemin hazırlamıştır. Türk'ün iman örsünde dövülmüş inancıyla düşmanı vatanımızdan sürüp çıkarılması tabiidir ki, üzerimizde hesapları olanları beklemedikleri bir mağlubiyetle tanıştırmıştır.

 

Atatürk; cesareti, fedakârlığı ve ileri görüşlülüğü şahsında milletiyle tek vücut olarak kurtuluş mücadelesini ne mutlu ki Cumhuriyetle taçlandırmıştır. Türk milletinin şeref ve haysiyetini her şeyin üstünde tutmuş ve korumak için yokluklara ve nice imkânsızlıklara asla boyun eğmemiştir. Bir tarafta dış düşmanlara karşı olağanüstü bir direniş gösterirken, diğer tarafta içerideki ihanet çeteleriyle, iflas etmiş ve işgalcilerle iş birliği yapmış olan çevrelerle uğraşmış; ama asla inandığı yoldan dönmemiştir.

 

Türk milletine, geçmişindeki zaferlerini tekrarlayabileceğini bıkmadan, usanmadan anlatmış ve 'Ya İstiklal Ya Ölüm' diyerek tarihe geçen bir irade göstermiştir. Derin kavrayışı, geniş kültür ve köklü tarih şuuru kapsamında, milletimizin ihtiyaç ve beklentilerini milli mücadele kahramanlarıyla birlikte tespit etmiş ve bunların gereklerini yerine getirmek için hayatının sonuna kadar çaba sarf etmiştir. Türk milletinin hak ettiği muasır medeniyet seviyesi onun için ulaşılabilecek bir amaçtı. Gelişmemiz, kalkınmamız ve Türk kimliğiyle ilerlememiz onun beklentisiydi ve vasiyetiydi.Türk olmanın gururunu ve gereklerini her daim taşınmasını öğütlemişti ve bunu da “Ne Mutlu Türk'üm” diyerek özetlemişti. Tarihten ders alan ve bunu da bir an olsun aklında çıkarmayan yine kendisiydi.

 

Kazanma iradesine sahip ve bağımsızlığına düşkün olan bir milletin ayağa kalkınca hangi mucizeleri gerçekleştirebileceğini en iyi o gösterdi. Milletimize inandı ve güvendi. Ve Türk milletinin kendi geleceği hakkındaki tek söz ve yetkinin yine kendisinde olmasını Cumhuriyetle birlikte sağladı.

 

Atatürk'ü; inançlarının derinliği, heveslerinin yüksekliği, ufkunun genişliği, Türk milletine duyduğu engin sevgisiyle anlamak, bu şekilde hakkını teslim etmek lazımdır. Elbette her fani gibi devletimizin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanımız Atatürk de 82 yıl evvel hayata gözlerini yummuştur. Fakat geride bıraktığı hatıralar, emanet ettiği büyük miras, üzerinde titrediği bağımsız yaşama azmi ilk günkü kadar taze ve heyecan vericidir. Atatürk, Türk milletinin bağrından çıkmış nice abide şahsiyetlerden birisidir. Türk'tür. Türk'ün atasıdır!

 

İftihar ettiğimiz ve her şart altında sahip çıkacağımız bu kutsal emanetle ne kadar övünsek azdır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün aramızdan ayrılışının yıldönümünde aziz hatırasını hürmetle anıyor; kendisine, kurucu kahramanlara ve muhterem şehitlerimize Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve telgrafgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.