Uzun sürecek bir tren yolculuğu yeniden başlamak üzere. Tatvan garında son fotoğraflar çekildi ve kondüktörün çaldığı düdükle birlikte istasyonda gördüğümüz herkese el sallayarak uzaklaştık. Bu sefer gece başlamadık yolculuğa o nedenle tren penceresinden görünen manzaralar değme fotoğraf dergilerine konu olacak kadar güzel. Yolculuğumuzun büyük bir kısmında bize eşlik eden Murat Nehri Fırat’la birleştiği noktaya kadar eşsiz kar ve nehir manzaraları sundu bizlere. Tarihi ve modern köprüler, barajlar ufak büyük göletler, köyler, kasabalar ve şehirler. Nemrut dağının masalsı görüntüsüne bayılıp onlarca fotoğraf çekerken Keban barajının çevreye verdiği bereketi gözle görmek sonra da ulu dağları yavaş yavaş geride bırakıp İç Anadolu’nun verimli topraklarına ulaşmak okuduğunuz harika bir kitabın sonuna gelmek gibi. Trende Van’dan temin ettiğimiz azıklarımızla akşam yemeğine hazırlanırken git gide karanlığa gömülen pencerelerimizde son manzara kırıntıları arayıp biten yolculuğumuzun hüznünü hissettik. Galiba hepimiz aynı şeyleri düşündük uykuya yenik düşerken gözlerimiz. Gerçek olamayacak kadar güzel ve unutulmayacak kadar önemli bir yolculuğu tamamlamıştık. Her birimiz Doğu Anadolu’nun tükenmeyen efsanelerinden birinde bir kahramandık şimdi. Tekrar gelmek ve yeniden bu güzel toprakları, çelebi ruhlu insanları görmek nasip olur mu bilemem ama bu yolculuk sanırım hayatımda yaptığım en iyi işlerden biri oldu.
Geldiğim, gördüğüm, tanıdığım ve sevdiğim için çok mutluyum. Darısı hepinizin başına.
Burada bizlere keyifli bir yolculuk imkanı sağlayan Tur şirketimiz Tur Keyfim’e, her başımız sıkıştığında yardımımıza koşan fedakar Operasyon Sorumlumuz sevgili Kerem Tüfenk’e ve Gezimiz boyunca rehberliğimizi yapan sorduğumuz sorular ve zamana karşı direncimiz ile sabrını denediğimiz sevgili İsmail Çetinkaya’ya bize gösterdikleri hoşgörü ve sakınmadıkları engin bilgileri için çok teşekkür ederim.
Dilim döndüğünce anlatmaya çalıştığım Doğu Anadolu gezimizi yolculuk arkadaşlarımdan Levent Kürkçüoğlu’nun bir şiiri ile noktalamak istiyorum.
Esen kalın.
DOĞU GEZİMİZ
Ankara'dan çıktık yola
55 istasyon var sırada
Heyecanlar dorukta
Başladı mistik bir macera
Elmadağ, Çerikli, Kayseri
Trenimiz maşallah pek seri
Duyuluyor Anadolu'nun sesi
Vagonlarda yolcuların neşesi
Sivas'tan itibaren her yerde
Hissettiriyor kendini zemheri
Teslim alıyor sergüzeşt yüreğimi
Doğanın katıksız ve eşsiz güzelliği
Dağlarında sır olup kayboluyorsun
Nehirlerinde sende beraber akıyorsun,
Baktıkça coğrafyaya coşuyorsun
Beyaz örtüsüne büyüleniyorsun
Kemah, Aşkale, Palandöken
İstasyonlar sırayla geçilirken
Kondüktör haber veriyor aniden
Yolculuk az bir rötarla sona ererken.
Erzurum dadaşlar şehri,
Kongre binası, Atatürk Evi
Çifte minareli medresesi,
Palandöken'de kayak merkezi.
Serhat şehrimizdir Kars
Yemeden gidilmez kaz
Ani harabeleri ören yeri,
Meşhurdur Kafkas geceleri
Muradiye Şelale, Çıldır, Van gölü
Hepsi fethetti benim gönlümü.
Iğdır anıtı, Ağrı Dağı, İshak Paşa Sarayı
Her yeri benim vatanımın bir parçası.
Van Kalesi, Tarihi evleri, cins kedileri,
Van'ın tarihini anlatan şahane müzesi
En büyük gölümüz olan Van denizi (')
Gevaş'tadır meşhur Ahtamar Kilisesi.
Dönüş yolumuz Tatvan'da başladı
Hepimiz anılarımızı yanında taşıdı.
Çok okuyan mı, gezen mi bilir bilmem ama
Bu gezinin tadı damağımda kaldı.
O3.02.2022- 18:45
LEVENT KÜRKÇÜOĞLU